Genel

Erkek Düşmanı Aras Kargo

https://www.araskargo.com.tr/tr/entitialfocus.aspx?primary_id=8974&target=categorial1&type=1492&detail=single

Arşiv:

http://web.archive.org/web/20200919185445/https://www.araskargo.com.tr/tr/entitialfocus.aspx?primary_id=8974&target=categorial1&type=1492&detail=single

Aras Kargo, yöneticilerin de işçilerin de yarısını kadın yapmış. Yani erkek yöneticileri ve işçileri işten çıkarıp yerine kadın yöneticiler ve işçiler almış. Bunun “eşitlik” olduğunu öne sürüyor. Bakın, “Aras Kargo’da Eşitlik Var” başlığının hemen birkaç satır altındaki cümleye:

“Annelere bebekleri bir yaşına gelinceye kadar her gün iki saat süt izni, 1-3 yaş arası çocuğu olan annelere her gün bir saat bebek bakım izni ve Cumartesi izni veriyoruz. Annelere okulun ilk ve karne günü ile aşı günlerinde izin uygulaması getirdik.”

Eşitlik bunun neresinde? Okulun ilk günü ve aşı günleri çocuğun yanında babanın değil de annenin bulunması gerektiğini kim söyledi? İkisinin birden bulunamayacağını kim söyledi? Erkeklere verilmeyen izinler kadınlara verilirken erkeklerle kadınlar nasıl oluyor da aynı aylığı alıyorlar? Eşitliğin olduğu bir işyerinde kadınların ve erkeklerin saat başına aldıkları ücret nasıl farklı olabilir?

Bir Aras Kargo şubesine gidip uzaktan izleyin. Kadınların klimalı, kaloriferli büroda oturduklarını göreceksiniz. Çuvalları, kolileri sırtlayan, yaz sıcağında ve buz gibi havada kamyon ve kamyonet sürenlerin, dağıtım yapanların erkek olduğunu göreceksiniz. Ama sorduğunuzda aynı ücreti aldıklarını öğreneceksiniz. Aras Kargo’nun “eşit” dediği iş bölümü budur! Bu haksızlık yetmiyor, daha fazlasını istiyorlar. Çocuk bahanesiyle (sanki erkeklerin çocukları yok) ilerlettikleri haksızlık, eminiz ki “aybaşı izni” vb. rezilliklerle sürdürülecektir.

“Erkek egemen bir sektör olarak bilinen” kargo sektörü diye söze başlayıp hak edilmemiş kadın egemenliğini kurmaya çalıştıkları açıktır. Bu ülkede kadın egemenliği artık yerleşmiştir. Bu ülkede artık anayasal düzeyde, çalışma yaşamında, insan ilişkileri düzeyinde, sokakta, köyde, kentte erkekler ikinci sınıf insandır. Canları daha değersizdir, sağlıkları daha değersizdir, mutlulukları daha değersizdir, emekleri daha değersizdir.

“Erkek egemen…” diye söze başlayan herkes bilin ki kadın egemenliğini kurmaya çalışıyordur. Eşitliği değil! “Erkek egemen” toplum çoktan ölmüştür. Cesedi tekmelenmektedir.

8 Comments

  1. Nur

    “Annelere bebekleri bir yaşına gelinceye kadar her gün iki saat süt izni, 1-3 yaş arası çocuğu olan annelere her gün bir saat bebek bakım izni ve Cumartesi izni veriyoruz. Annelere okulun ilk ve karne günü ile aşı günlerinde izin uygulaması getirdik.”

    Farkında olmadan “Çocuğun bakımından annesi, evin geçiminden de baba sorumludur.” diyen geleneklerle aynı şeyi söylüyorlar. Farkına varsalardı ne yaparlardı merak ediyorum.

    “Çocuk bahanesiyle (sanki erkeklerin çocukları yok) …. ”

    Evet onların da çocukları var ama bir şey elde etmek için talep gerekir. Çalışan kadınlar çocuklarına vakit ayıramamaktan şikayetçi ve arkadaşlarıyla kendi aralarında, sosyal medya gönderilerinde vb. bundan dert yanıyorlar. Müşterilerine sevimli görünmeye çalışan firmalar da bunu kullanıyor. Fakat erkekler sorunlarını dile getirmiyorlar, çalışıp geçimlik kazanmayı karne günlerinde yanında olmaktan daha değerli görüyorlar muhtemelen. Mesaiye kalmayı, tatil günlerinde işe gitmeyi kendileri talep edenler daha çok kadınlar mıdır, erkekler mi? Kısacası; erkekler böyle izinler talep etmiyor zaten, kadınlar talep ediyor. Sizin burda kızdığınız nokta birinin izinli olup ikisinin de aynı maaşı alması mı yoksa çocuğunuza vakit ayırmanıza izin verilmemesi mi?

    • Feminizmnedir

      Sizin de söylediğiniz gibi “çocuğun bakımından annesi, evin geçiminden de baba sorumludur” geleneğini benimsedikleri için, yalnızca annelerin çocuklarına zaman yaratmalarının kolaylaştırılması eşitlikçilerin bir çelişkisidir. Eşit olmayanın sürmesi talebidir. Erkekler böyle izinler talep etmiyorlarsa gerçekte eşitliğe inanmadıkları içindir, ağızlarıyla ne söylediklerinin pek bir önemi yok. Bunu kadın talep ettiğinde o da eşitliğe inanmamış oluyor. Öyleyse söylediklerimizin ve yaptıklarımızın tutarlı olduğu bir noktaya gelmek zorundayız. O nokta, kadınlara bu izinlerin verilip ücretlerinin de o oranda azaltılmasıdır.

  2. Nur

    Reklam için yapılan çoğu şey gerçeği yansıtmaz. Veriyoruz dedikleri bu izinleri gerçekten veriyorlar mı yoksa reklam yapmak için uygulanan geçici bir kampanya mı? Gerçekten her isteyene veriliyor mu yoksa yöneticilerin çeşitli nedenlerle iptal etme hakkı var deyip olmayan iznin reklamını mı yapıyorlar bunu da iyice öğrenmek lazım. Giderleri azaltma derdindeki yöneticilerin her kadına her istediğinde ücretli izin vereceğini sanmıyorum.

    • Feminizmnedir

      Elbette gerçeği yansıtmıyor. Zaten kendi içinde çelişkili herhangi bir mesajın gerçeği yansıtması mümkün değil. Solcu/feminist basında kadınlara kayırmaca yaptığını reklam edip gerçekte fazla çalıştıran, özlük haklarını esirgeyen şirketlerin sözü ediliyor. Ama onlar feminist dogmaya saplanıp kaldıkları için yalnızca bu verilen sözlerin yerine getirilmemesini eleştiriyorlar. Adaletsizliği değil.

      Adaletsizliğin herkese zarar vereceğini anlamıyorlar (budalalık) veya bilerek anlamazdan geliyorlar (alçaklık). Adaletsiz koşulları işverene dayatarak kadın işçi çalıştırmaktan kaçınma davranışını kendi elleriyle yaratacaklar, eli kulağında. Evlilikte adaletsiz koşulları yaratarak erkekler kadar kadınları da mutsuz ettiler.

      • Nur

        Madem gerçeği yansıtmadığını siz de biliyorsunuz öyleyse bu yazılar daha kapsamlı yazılsa yararlı olmaz mı? Feministlerin yaptığının aynısının tam diğer ucuna bir propoganda ve tam karşı yönüne bir nifak tohumu gibi duruyor çoğu yazı. Ben bunun iyi sonuçlar doğuracağını sanmıyorum. Sanki sırf kadın olduğumuz için bize çok değer veriyorlarmış da bunu eleştiriyormuşsunuz gibi. Gerçek hayatta öyle bir şey yok, eleştirdiğiniz kişilerin çok da umrunda değiliz. Bazen “Zaten gerçekte var olmayan bir şeyi eleştirmişler.” diyorum yazıları okuyunca.

        • Feminizmnedir

          Kadınların esenliği feminist eylemcilerin de, hükümetin de umrunda değil, evet. Zaten kötülük böyle bir şey. Düzeltici gibi görünen bozguncuların ortak özelliği sevgiden ve vicdandan paylarını almamış olmalarıdır. İnsanların mutluluğunu umursamamalarıdır. Erkeğe egemen olmak kadını da mutsuz ediyor. Bunun farkına varamadıkları için feministleri dinlemeyi ve başkasını suçlamayı sürdürüyorlar. Eleştirdiğimiz kişilerin umrunda olmadığınızı çok iyi biliyoruz. Gerçekte olmayan şeyler gibi görünmeseydi zaten bunları yazan yüzlerce site olurdu. Yok, çünkü dev bir tiyatro oynatılıyor, görkemli bir göz bağı yapılıyor.

  3. Nur

    Bu tür ofislerde çalışanların çoğu kadın, evet ama hepsi genç oluyor. 1-3 yaş arası çocuğu olan kadını işe alıyorlar mı mesela? Almıyorlarsa bir taşla çok kuş vuruyorlar demektir. Hem kendi işleri aksamıyor, hem de iyi reklam yapıyorlar.

  4. Hayri

    Aras Kargo bir aile şirketi. Ailenin kadınları sazı eline almış, “şirketi kurumsallaştırdık” diye övünüyorlar. Evet bunu yapar yapmaz şirketim çoğunluk hissesini yabancılara sattılar. Konu ile ne ilgisi var? Şu ilgisi var: Feminist, bu görüntülerle övünürken ve kadınların bir başarı hikayesi gibi gösterirken, sahnede asıl olanları görmemize engel olur, gözümüzü karartır, asıl sormamız gerekenleri örter. Kendisine verilen işlevlerden biri de budur.

Leave a Reply

Doğrulama *Captcha loading...

Pin It on Pinterest