Genel

Feministler Taleplerinde Samimi Mi?

Bir feministin şikayetlerinde ve taleplerinde dürüst olmadığını nasıl anlarsınız?

“Kadına şiddetten” yakınan bir feministin ne yapması beklenir? Tamam, böyle bir sorun yok ama bir an için doğruymuş kabul edelim. En azından o öyle sanıyor. Bu durumda ne yapması beklenir? Elbette kadınlara güvenlikle ilgili eğitim vermesi veya bu eğitimi talep etmesi gerekir. Saldırganların cezalandırılmasını talep etmesi aptalcadır; zaten en ağır biçimde cezalandırılıyorlar. Kanser olmuş kişiye kemoterapi uygulayalım da, kanserli sayısında artış olduğunu öne sürüyorsan kanserin nedenlerine kafa yormalı ve hastalığı önlemeye çalışmalısın, öyle değil mi? Örneğin kadınların kendilerini koruyabilmelerini sağlayacak aikido gibi dövüş sporlarına yönelirsin. Ama feministin bununla işi olmaz. Veya biber gazı yalnız kadının sokakta kendini koruması için ilk akla gelen yöntemlerden biridir. Ama feministin bunun hiç işi olmaz. Zaten bir baksa görecek ki Türkiye’de biber gazı yok. Evet, yok. Satılan tek bir ürün var o da oyuncak niyetine, kesinlikle koruyuculuğu yok (ben erkeğim ama aldım, denedim, bilerek söylüyorum). İkincisi, bu feministin kadınlara tehlikeli ortamlardan uzak durmayı öğretmesi beklenir değil mi? Güvenliğinden kaygı duyan bir kadının erkeklerle yalnız kalmaktan kaçınması beklenir. Ama hayır, hiçbir yerde böyle bir tavsiye göremiyoruz. Tam tersini görüyoruz. Feminist fitneci, kadınlara “gece yarısı sokağa çıkarım, sana ne” demeyi öğretiyor. “Yarı çıplak gezin, azdırıp azdırıp vermeyin, enikle oynar gibi oynayın” diyor, “bu sizin en doğal hakkınız” diyor. Haber basınının, feminist örgütlerin ve kadın dergilerinin telkinlerini toplayınca ortaya böyle bir koro çıkıyor. Kadın dergilerini okuyun, bire bir bunları öğütlüyorlar. Ve feministin bu yayınlarla bir kavgası yok. Demek ki kadına yönelik saldırıdan yakınan feminist bu yakınmasında dürüst ve içten değilmiş. Derdi başkaymış.

Erkeklerden yakınan, her bir kötülük için erkekleri ve yalnızca erkekleri suçlayan bir feministin ne yapması beklenir? Elbette yeryüzündeki kötülüklerin sorumlusu erkekler değil, elbette her toplumsal kötülüğü kadınlar ve erkekler birlikte yaratıyorlar. Ama bir an için bunun doğru olduğunu kabul edelim. Bu durumda feministin ne yapması beklenir? Elbette kadınlara kötülükten, dolayısıyla erkeklerden uzak durmasını öğütlemesi beklenir, öyle değil mi? Sözgelimi kentlerin kötülük yuvası olduğunu öne süren bir tarikat kentte örgütlenmez; pılıyı pırtıyı toplar kıra, köye göçerler. Ama feminist tam tersini yapıyor. Son yıllarda kozmetik tüketimi patladı. Kargoculara sorun, kadınlar internetten deli gibi üst baş alışverişi yapıyorlar. Kuaför çoğu kentli kadının günlük uğrak yeri oldu. Çekici iç çamaşırı diye bir sektör ortaya çıktı. Güzellik salonları her semtte mantar gibi bitti. Eskiden böyle değildi. Demek ki kadınlar kötücül ve saldırgan erkeklerden uzak duracakları yerde onlara daha da yanaşıyorlar. Çekici olmaya, kur yapmaya hiç harcamadıkları kadar para ve zaman harcıyorlar. Koca dayağından yakınan kadınların evlilikten soğumaları beklenir, öyle değil mi? Ama tam tersi. Her tür ilişkide evliliği talep eden kadınlar oluyor. Feministin bu gerçeklerle hiçbir kavgası yok; bu gidişi değiştirmeye çalışmıyor. Demek ki kötülüklerin kaynağı olarak erkekleri gösterirken feministimiz dürüst değilmiş. Derdi başkaymış.

İşin gerçeği, pısırıklığından sesini çıkaramasa da bunların asıl mağduru erkektir. Yabancı kadınlarla kapalı mekanlarda yalnız kalmaktan korkar duruma gelenler erkektir. Çünkü erkek düşmanı yargıçlarımıza göre kadın iftirası esastır. Evlilikten korkar duruma gelenler erkeklerdir. Çünkü evlilikte eşini ezip sömüren taraf kadındır. Bu ülkenin yasalarına göre böyle. “Kendi yoluna giden erkekler” diye bir akım oluştu çünkü kadınlar erkeklerden uzak durmaya çalışmıyorlar, tam tersi oluyor. Feminizm gerçekleri alır, çorap gibi içini dışına çıkarır ve önünüze kor. Feminizm budur.

Leave a Reply

Doğrulama *Captcha loading...

Pin It on Pinterest