1970’lerden beri hakkında “güçlü kadın” izlenimi yaratılan ve bu toplumun geleneksel ve dinsel dokusunu paylaşmadığı belli olan Ajda Pekkan’a göre erkek öder. Erkek ödemiyorsa onun erkekliği eksikmiş.
1990’lardan beri Türk kadınına feminizm aşılamakla meşgul olan kadın dergisi takımından birine, Marie Claire’e göre de erkek öder.
Marie Claire diyor ki,
Yüz yıldır var olan feminizme rağmen modern flörtleşmeler hâlâ adaletsiz. Ben randevu için makyajımı yapıp, iyi bir elbise giyerken, potansiyel sevgilimin sadece yüzüne bir aftershave sürüp çıkması kabul edilir gibi değil.
(Ne yapsaydı, makyaj mı? Saçını mı bigudileseydi?)
Kadınlar hâlâ daha çok çaba gösterilmesini bekliyor. Bunun için en azından üstüne başına para harcamış gibi görünmesini bekliyor. Burası bize de ait bir alan ve hâlâ erkek – kadın arasında eşitlik yok. İşte tüm bu olanlar yüzünden, erkeklere basit bir pazarlık yapmayı öneriyorum. Tamam, hesabın yarısını ödemeyi kabul ediyorum. Bunun karşılığında da randevuya yataktan çıkmış saçlarım, aşınmış jean’im ve umursamaz tavrımla geleceğim. Sizin için yeterince adil mi?
Marie Claire yazarı kadın-erkek ilişkisini randevu ve arkasından sevişmeden ibaret görüyor olmalı ki böyle saçma bir adalet teklif etsin. Hz. Ömer’inkine taş çıkaracak bir adalet, maşallah! Kadınla erkeğin alışverişi bundan mı ibarettir?
Bu sayfalarda anlatmaya çalıştığımız üzere bir toplumun erkekleri o toplumun kadınlarını sırtlarında taşırlar. Bu eşler arası ilişkinin ötesindedir. Polis, jandarma ve ordunun erkekleri tanımadıkları kadınları canları pahasına korurlar. Erkek kanal işçileri, elektrik, doğalgaz bakım işçileri tanımadıkları kadınlar bu hizmetleri alabilsinler diye çalışırlar. Erkek inşaat işçileri tanımadıkları kadınların kullanacakları binaları, köprüleri, barajları yaparken ölürler. Bu ülkenin ve Batılı ülkelerin yasalarına göre evi geçindirme yükümlülüğü hâlâ erkeğin üzerindedir. Feminizm gelir, bunlar gerçek değilmiş gibi kadınlar için “eşitlik” ister.
Tamam, sayın Marie Claire, erkek olarak hesabın tamamını ödemeyi kabul ediyorum. Ama ailenin reisi ben olacağım ve her şey eskisi gibi, geleneksel olacak. Sizin için yeterince adil mi?
Değil mi? Eşitlik mi istiyorsunuz? Tamam. Hesabı paylaşacağız. Lokantaya kimin arabası varsa onunla gideceğiz veya taksiyi paylaşacağız. Ama nikahta takıları ve masrafları eşit paylaşacağız. Evi geçindirme ve çocukların nafakasını ödeme sorumluluğu da eşit olacak. Ev işlerinin yanı sıra erkeklerin sırtladığı bütün işleri de paylaşacağız. Kadın ve erkek işçiler olarak boklu kanallarda birlikte çalışacak, inşaatlardan birlikte düşüp sakat kalacağız. Askere birlikte gidecek, birlikte öleceğiz. Yasalardan kadını kayıran bütün maddeleri çıkaracağız. Sizin için yeterince adil mi?
Genç erkeklere bir tavsiyede bulunalım. Tanımak istediğiniz kadınla bir yere oturduğunuzda hesabı ödemeyin. Yani hesabı istemeyin. Kadının hesabı istemesini veya sizden hesabı ödemenizi istemesini bekleyin. Eğer işlerin normal seyri buymuş gibi bölüşür veya bölüşmeyi teklif ederse en azından dürüst ve adil bir kadın veya dürüst bir feminist kadındır. Hesabı sizin ödemenizi beklerse ya erkeğin erkini kabul etmiş geleneksel kafalı bir kadındır ya da bu örneklerdeki leş feministlerden biridir. Bu davranış kadın hakkında tek başına yargıda bulunmak için bir veri değildir ama öbür davranışlarını ve sözlerini tartmak için bir tutarlılık sınamasıdır. Eşitliğe inanan bir kadın evini taşırken bile sizden erkek olduğunuz için yardım istememelidir. Çünkü eşitlik böyle bir şeydir, normal bir kadının asla istemeyeceği bir şeydir. Geleneksel cinsiyet rollerini kabullenmiş kadın ise feminist taleplerde bulunmamalıdır. Evlenirken bel büken düğün ve ev masrafına girmenizi beklemek de buna dahildir. Çünkü evlenirken erkeğin düğün, hediye ve balayı masrafları için belinin bükülmesi diye bir gelenek yoktur, hiç olmamıştır. Bu modern zamanlara özgü bir çıldırmadır. Hesabı erkeğin ödemesi diye bir gelenek de yoktur. Bu yalnızca “dışarıda yeme” etkinliğinin ortaya çıktığı modern zamanlarda parayı kazananın erkek olmasından kaynaklanan doğal bir beklentidir. Çalışan kadının oturduğu masada hesabı erkek ödemez. Cahillerin ve yalancıların modernliğe özgü şeyleri size gelenek diye yutturmalarına izin vermeyin.
abc
“Bazı kadınlar erkeklerden daha erkektir.” Çok düşündürücü bir söz. Bir kadının bir erkekten daha erkek olması aslında kötü bir şeydir ama iyi anlamda, kadınları övme amacıyla söylüyorlar. “İyi bir kadın, ‘erkek’ gibi olandır.” anlamına varıyor. İçten içe erkekleri kıskanmak ama belli etmemeye çalışmak…
feminizmnedir
Evet. “Erkekler şöyle aşağılıktır böyle kötüdür” dedikten sonra kadınların da onlara eşit olduklarını söylemek…