Onedio Türkiye’nin en azılı ve arsız feminist yayınlarından biri. Her gün ayrı bir erkek düşmanı yayını var, her gün ayrı bir inceleme konusu çıkarabiliriz. Şimdilik güncel bir örnek vermekle yetinelim.
Haberin bağlantısı: https://onedio.com/haber/ispanya-da-cinsiyet-esitsizliginin-onune-gecmek-icin-erkek-ogrencilerine-ev-isi-ogreten-okul-872918
Haberin arşiv amaçlı görseli (4MB, inmesi uzun sürebilir):
Başlık:
İspanya’da Cinsiyet Eşitsizliğinin Önüne Geçmek İçin Erkek Öğrencilerine Ev İşi Öğreten Okul
Regina Phalange
Onedio Editörü”
Onedio’nun okyanus ötesinden gelen buyrukları yerine getiren bir toplum mühendisliği çalışması olduğu zaten başından beri bellidir. Kimi sersem, salt reklam alıyor diye internet sitelerinin para kazanmak amaçlı olduğunu sanır. Yine aynı sersemler hiç reklam görmedikleri Twitter, Google haritalar gibi hizmetlerin reklamsız nasıl çalıştığını açıklama zahmetine girmezler. İşin gerçeği, internette başarılı olmak için, yani çok tıklanan, çok ziyaret edilen siteler kurabilmek için büyük abilerden destekli olmak gerektiğidir. Örneğin Youtube’un tavsiye algoritması gizlidir. Benzer biçimde Google’ın sıralama algoritması gizlidir. Yalnızca temel ilkeleri bildirirler, arka planda çalışan yazılım gizlidir. Sıfırdan kurulan bir internet sitesinin, her yerde bulunabilecek harcıalem bir konu içeriğiyle üst sıralara çıkması, arkasında büyük bir yatırımın bulunmasını ve diğer pek çok site tarafından desteklenmesini gerektirir. Bu, sıfırdan milyonerliğe masallarıyla bizi inandırmaa çalıştıkları gibi “kafa kafaya veren bir kaç arkadaşın” başarabileceği bir şey değildir. Künyesine bakmadan gazete okumaya, arkasında kimlerin olduğuyla ilgilenmeden televizyon izlemeye alıştırılan zombi yığınlar, bu zararlı ihmalkarlığı internette gezinirken de sürdürüyorlar. Yeni bir şey öğrendiğinde sanki “internet” bir yazarın adıymış gibi “internette okudum” diyen tipler bu tehlikeli cehaletin görünen yüzüdürler.
Onedio’nun Türkiye’ye bütünüyle yabancı olduğunu, Türklüğe özgü ne varsa aşağılayıp alay konusu yaptığı, birkaç aşırı örnek üzerinden İslam’ı aşağıladığı, Türk ulus bilincini yok etmeye çalıştığını anlamak için yabancı bir isim görmemize gerek yoktu. “Yurdum insanı” veya “yalnızca Türkiye’de” benzeri yazılarıyla Türklüğü, yobazlık bahanesiyle bu ülkenin kültürünün içkin bir parçası olan İslam’ı ve gelenekleri aşağılar. Ama öbür bütün uluslara hayranlık aşılar. Bakın hemen altta ilgili haberlerden biri; “kadınların rahat yaşayabileceği 19 ülke”. Yani Türkiye’de yaşanmaz. Ama nedeni mesleki gelişim, gelir dağılımı, ailenin bozulması filan değil, Türkiye “kadın düşmanı” ülke olduğu için. Bakın yine rastlantı eseri sağ tarafta “geleneklerine bağlı” olduğu için Çerkesleri övdüklerini görüyoruz. Aynı Onedio, Türk gelenekleri söz konusu olduğunda “mahalle baskısı” diye aşağılıyor. İnsanın normal, olağan durumu olan yurtseverliği, yine sağ tarafta görüldüğü gibi, lokantacının biri yabancı klipte oynadı veya internette çok göründü diye “as bayrakları” sloganıyla alaycı, pespaye bir yurtseverlikle değiştiriyor.
Ama şu var; Onedio’nun ilk günlerinde yabancı isimleri görmüyorduk. İşte bu uzun vadeli yatırım mantığıdır. Panço marka cips yabancılara satıldığında adı “Doritos Panço” olarak değiştirilmişti. Tüketiciyi ürkütmemek için Doritos’u küçük, Panço’su büyük yazılırdı. Sonra ikisi eşit büyüklükte yazılmaya başlandı. Sonra Panço yazısı tamamen silindi. Alıştırarak adım atmak (İng. incrementalism) pazarlamada olduğu kadar toplum mühendisliğinde de izlenen etkili bir yöntemdir. Onedio başından beri bir toplum mühendisliği projesidir. Görevi, Türk ulusuna (dikkat: yalnızca Türk ulusuna; başka dilde yayın yapmıyor) feminizm, eşcinsellik, çokkültürcülük, ahlaksızlığa karşı hoşgörü, anti-militarizm, Batı sevicilik, Yahudi sevicilik gibi ideolojileri aşılamaktır. Çoğunlukla genç kuşağa çekici gelecek içerikler üretmeye çalışır çünkü gençlerimiz iyi eğitim almıyorlar. Zombi ana-babalar bebek yaşta ellerine telefonu, tableti tutuşturdular. Hükümet tarafından kasıtlı olarak cahil bırakılıyorlar. Boş beyinlerini ideolojiyle doldurmak çok kolay. Yazı başlıklarının yanında gördüğünüz gülücükler hem düşük zeka düzeyine sesleniyor, hem de zeka düzeyini düşürüyor. Çünkü yazıya nasıl tepki vermesi gerektiği okuyucuya önceden gösterilmiş ve koşullandırılmış oluyor.
Onedio, başından beri okuyucuların beynine zerk ettiği çokkültürlülüğün gereği olarak yabancı adlı yazarlara yer vermeye başladı. Zamanla artacaktır. Yadırganmayacaktır. Onedio’yu takip edecek, ciddiye alacak kadar zombileştiyseniz zaten damarlarınızda liberal ideoloji geziyor demektir.
Şimdi yazının başlığını dikkatle okuyalım. “Cinsiyet eşitsizliği” diyor, “Erkek öğrencilere ev işi öğretilecek” diyor. Saf akıl bu başlıktan ne anlar? Erkeklerin ev işi bilmiyor olmaları bir cinsiyet eşitsizliğiymiş demek ki, değil mi? Yani erkekler, kadınların sahip olduğu bazı yeteneklere sahip olamıyorlarmış. Yani kadının lehine, erkeğin aleyhine bir eşitsizlik varmış. Öyle ya, hani kadınlar kendilerini koruyamıyorlar diye kadına beleş dövüş sporları kursu verenler vardır. Yani erkeğin sahip olduğu yeteneğe sahip olamadığı için kadının aleyhine bir durum olduğu düşünülmüştür. Ama o da ne? Onedio hazretleri tam tersini mi söylüyor?
“Ütü yapmak, dikiş dikmek ve yemek yapmak çoğu insanın evde öğrendiği temel görevlerdir. Fakat ülkemizde ve tüm dünyada bu tarz işler yalnızca ‘kadınların’ göreviymiş gibi bir algı var. Çocuk yaştaki cinsiyet ayrımı ilk olarak bu şekilde öğreniliyor. İspanya Montecastelo Okulu bunun önüne geçmek için harika bir girişimde bulunmuş.”
Yazının başlığından anlamamız gereken şeyi tersyüz etmiş, mantığa takla attırmış! Yani kadının sahip olduğu yetiye erkek sahip olmayınca yine kadının hakkı yenmiş oluyor! İşte bu feminizmin ta kendisidir çocuklar. Erkek bir konuda gerideyse bu yine kadın mağdurluğu hesabına yazılır. Feminizm, görev ile hak kavramlarını dilediği gibi birbirinin yerine kullanarak bu yanılsamayı yaratıyor. Örnek:
Feminist: “Çalışmak kadının hakkıdır.”
Sağduyulu kişi: “O zaman çalışmak kadının görevi de olmalıdır.”
Feminist: “Seni kadın düşmanı! Kadın köle değildir. Dilerse çalışır, dilerse çalışmaz. Bu seçime kimse karışamaz!”
Bu söylemi her yerde görüyoruz. Ama kanıksadığımız için farkına varmıyoruz. Feminizmin, yani erkekleri ikinci sınıf gören, onlara zulmeden ideolojinin hipnozu altında olduğumuz için farkına varmıyoruz.
Feminist ister ki, kadın ne isterse onu yapsın. Hiçbir sorumluluğu olmasın. Feministe göre sokakta kadını yine erkek korusun çünkü bu erkeğin görevidir. Askere erkek gitsin, savaşta erkek ölsün çünkü bu onun görevidir. Tehlikeli işlerde erkek çalışsın, hasta olsun, sakat kalsın ve ölsün çünkü bu onun görevidir. Ev işlerini de erkek yapsın çünkü bu onun görevidir. Ama kadın çalışmak isterse, bu onun hakkıdır. Hayır, tehlikeli ve zor işlerde çalışmak zorunda değil çünkü çalışmak kadın için bir görev değil hak. Erkek için ise çalışmak görevdir. Erkek mecburdur, kadın özgürdür.
Mide bulandırıcı bir çifte standart…
Okumaya devam ediyoruz:
“2018’de Vigo şehrinde bulunan okul, ev ekonomisi dersinin müfredatını açıkladı. Bu derslerde erkek öğrencilere ütü, dikiş, yemek pişirme, marangozluk, duvarcılık, sıhhi tesisat ve elektrik gibi işleri yapmaları öğretiliyor.”
Mide bulandırıcılığın katlanarak arttığının farkında mısınız? “Ev işi erkeklerin görevidir” dedikten hemen sonra marangozluk, duvarcılık, sıhhi tesisat ve elektriğe geldi. Bir dakika, bunlar yalnızca erkek öğrencilere okutuluyorsa bunlar da erkeklerin görevi olmalı, öyle değil mi? Sonuçta bunların kız öğrencilere okutulmadığı belli.
Bir dakika, Onedio bu yazıda ne demiş oldu şimdi? Kafamız karışmasın:
Orhan
bunlar kadınlara neden öğretilmiyor? feminizm ikiyüzlüdür diyince gerçekten kimse inanmıyor
feminizmnedir
Feminizm karşıtı kaynaklardan yazılar okutmayı deneyin. Bunun “kahve muhabbeti” değil gerçek bir muhalefet olduğunu anlasınlar.