Feminizm konusunda kendini eğitmek isteyenin okuyacağı Türkçe kitaplar listesidir. Çoğu feminizm karşıtlığı niyetiyle yazılmış kitaplar olmadığı için konuyu bütüncül olarak ele almıyorlar ama daha iyisi yazılana dek en iyileri bunlar. Bu kitapların anlattıklarını bilmeyen kişiler feminizmin köleleri olduklarını bilmeden derin bir uykuda yaşarlar. Hepsini veya seçeceğiniz bir kaçını oğullarınıza, kızlarınıza, ana-babanıza, dostlarınıza zorunlu okuma yapınız. Arınmanın yolu aydınlanmadan geçer. Önereceğiniz kitaplar olursa ekleyelim.
Teoman Duralı – Çağdaş İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti
Önder Kanyılmaz – Erkeğin İtibarsızlaştırılması
Philip Zimbardo – Bitik Erkekler
Herb Goldberg – Erkek Olmanın Tehlikeleri
Pınar Selek – Sürüne Sürüne Erkek Olmak
Sinan Akyüz – Etekli İktidar
Serkan İnci – Feminist Dünyada Erkek Olmak
Tuncer Aktaş – Maskülist
Jess Hill – Kadının Hiç Mi Suçu Yok
Kaan Göktaş – Oldu Da Bitti Maşallah; Diren Pipi
Nil Gün – Sünnet
Furkan Ünlütürk
Selamün aleyküm. Listeye Sema Maraşlı Hanım’ın kitapları eklenebilir. Serkan İnci’nin yazdığı “Feminist Dünyada Erkek Olmak” kitabı’ndan Esther Vilar’ın “Yönlendirilmiş Erkek” kitabından bazı araklamalar yapılmış. Ayrıca Son derece özensiz, toyca yazılmış, kötü bir kitap. Onun yerine Esther Vilar’ın “Yönlendirilmiş Erkekler ” kitabı eklenebilir.
Philip Zimbardo – Bitik Erkekler ve Sinan Akyüz – Etekli İktidar bu iki kitabı biliyorum bunlar faydalı eserler.
Hasan Kocabey’in “Erkeğe Şiddete Hayır” – Fuat Tosun “Kadınlar Cehennemi” kitaplar erkek hakları konusunda yazılmış güzel kitaplardır. Esther Vilar’ın erkek hakları konusuyla alakalı başka kitapları da var onlar da eklenebilir.
Sana erkek hakları adına yaptıkların için teşekkür ediyor. Adalet isteyen tavrını takdir ediyorum. Umarım daha nice yazılarını okumak bizlere nasip olur. Ben de bir kaç yazı hazırlayıp sana göndermeyi düşünüyorum. Acemiyim ama birilerinin artık bu haksızlığı dur demesi gerekiyor.
feminizmnedir
Teşekkürler. En kısa zamanda okuyup değerlendireceğiz. Yazı gönderebilirsiniz. Dilerseniz düzeltiden geçirebiliriz.
Furkan Ünlütürk
Bence 2000ler hatta 1990 ve sonrasında doğan insanların çocukluktan itibaren ne derece feminizm etkisinde kaldığını anlatan bir yazı yazılabilir. Çünkü şunu fark ettim ki ben 98’li biri olarak çok küçük yaşlardan beri filmlerden, dizilerden, toplumdan ve devletten feminizm propagandası görerek yaşamaşım. Adeta çamurun içinde doğmak gibi. Yeni neslin bu yüzden kirlenmemiş düşünceleri olması çok zor. Erkek haklarını savunanlar dahi bir çok konuda kadınlara yersiz tavizler veriyorlar.
feminizmnedir
Yeni kuşak yalnızca feminizm değil pek çok toplumsal konuda müthiş cahil yetişiyor. Göçmenlerin doğrudan onların ekmeklerine bir saldırı olduğunun farkında değiller. Yapay zeka denen öğrenen yazılımların başlarına nasıl bir bela olacağının farkında değiller. Aldıkları eğitim eşitlik, çokkültürlülük, şiddetsizlik, yeşil ekonomi gibi yalanlara aldanmalarından başka bir olasılık bırakmıyor. Tarih hakkında abartmıyorum, hiç bir şey bilmiyorlar. Ne kitaplardaki kuru tarihi ne de ondan çıkarmaları gereken dersler. Cellatlarını sevmeleri öğretiliyor. Emzik gibi ayrılamadıkları telefonlar hakkında hiç bir şey bilmiyorlar. Bildiriyorsunuz, çoğunluğa ve güce güvendikleri için inkar ediyorlar. Çoğunluğa, güce ve paraya asla güvenilemeyeceğini hiç öğrenmemişler.
O kadar cahiller, o kadar cahiller ki feminizmin aslında büyük bir savaşın yalnızca bir cephesi olduğunu anlatmaya yeltenemiyorum. Saf niyetlerle siteye gelenleri “aman uçmuş bu” diyerek kaçırmaktan korkuyorum. Dinler tarihi bilmiyorlar, politik tarih bilmiyorlar, toplumun nasıl işlediğiyle ilgili en küçük bir bilgileri yok. Uygarlıklar nasıl yükselir, neden çöker, hiç duymamışlar, araştırmaya kalksalar karşılarına çıkacak bilginin yarıdan fazlası safsata. Böyle olunca feminizmin modern dünyadaki işlevini anlatmak çok zor olacak. Neredeyse gaz ve toz bulutundan başlamak gerekecek.
Ama bu son kuşağa özgü bir eksiklik değil. Bir önceki kuşak bunlar kadar olmasa da cahildi. Ben önceki kuşaktanım ve bize her şey hakkında yalan söylediklerini yetişkinliğime gelince fark ettim, her şeyi baştan öğrenmem gerekti. Ondan önceki kuşak biraz daha az cahildi. Cahillik ve aptallık parabolik olarak artıyor. Parabol eğrileri sonsuza dek devam edemez, bir noktada kırılır. Kırıldığında ortada kişileri sağ tutacak bir toplum olmayacak. Bundan daha kötü bir haber olamaz. Buna rağmen habericiyi taşlıyorlar.