Genel

Oy ve Ötesi Erkek Düşmanıdır

Oy ve Ötesi derneğini herhalde bilmeyen yoktur. Bu derneğin kurucuları, gönüllüleri seçimlerde sandık görevlileri olarak ücretsiz çalıştırıyorlar. Bundan ne kazandıkları ancak bir spekülasyon konusu olabilir. Küresel politik fitneci para babası George Soros’un beslediği vakıflarda çalışan Andrew Rasiej’le bağlantıları var. Kendilerine bireysel politik bir kariyer mi hazırlıyorlar, Soros destekli başka pek çok derneğin yaptığı gibi sivil istihbarat ağı mı kuruyorlar, yoksa hileli olduğunu iktidarın bile kabul ettiği seçimleri hilesiz mi göstermeye çalışıyorlar, bilemiyoruz. Ama gönüllülere gönderdikleri yılbaşı mesajında yaptıkları işi küresel feminist gündeme alet ettikleri belli oluyor, bugüne kadar anlamamış olanlar için.

Derneğin gönüllülerine gönderdiği 2025 yılbaşı mesajı şöyle:

Sevgili Gönüllümüz,

Oy ve Ötesi olarak 2024 yılında da daha adil, şeffaf ve katılımcı bir demokrasi için çalışmaya devam ettik.

Bu yıl, Oy ve Ötesi olarak 10. yılımızı kutladığımız ve 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerini tamamlayarak, birlikte başarılara imza attığımız bir yıl oldu. Türkiye’de son 10 yılda gerçekleşen seçimlerde akla ilk gelen sivil toplum kuruluşu olan Oy ve Ötesi, sizin değerli katkılarınızla daha da güçlendi.

2024 yılı, demokrasimizin çeşitli zorluklarla sınandığı bir yıl oldu. Ancak bizler, birlikte dayanışma içinde durarak, adaleti ve katılımcılığı savunmaya devam ettik.

Bu yıl sadece seçim süreçlerinde değil, demokrasinin “ötesine” geçerek farklı alanlarda da toplumsal dayanışmayı büyütmeye çalıştık. Sizlerin emeği ve inancı, değişimin en güçlü taşıyıcıları oldu.

 

Ve Ötesi…

6 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da “Herkes İçin Eşit Oy Hakkı Çalıştayını” düzenledik. Bu çalıştayda; seçimlerde fiili ve kanuni oy engelleri olan seçmen gruplarından, Kadın Sığınma Evlerinde kalan kadınlar, mahkumlar, askeri öğrenciler, er-erbaşlar ve ikamet ili dışında görevlendirilen kolluk güçlerinin oy hakları ile diasporanın oy haklarını tartıştık. Çalıştayda aynı zamanda dijital ve elektronik seçim olgusu ile dünya örnekleriyle seçim uygulamalarını konu alan panellerde de kamu kurumları, akademisyenler, sivil toplum uzmanları ve akademisyenler ile beraber seçim olgusunu ve oy hakkını irdeledik.

 

Kadınların Siyasette Etkinliğinin ve Katılımının Artırılması Projesi

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinden sonra, toplumsal cinsiyet eşitliğinin demokratik süreçlerdeki rolüne dikkat çekmek amacıyla Kadınların Siyasette Etkinliğinin ve Katılımının Artırılması Projesi’ni başlattık. Bu projede çeşitli illerde paneller düzenleyerek hem kadın siyasetçileri gönüllülerimiz ile buluşturmak, hem de siyasetçilerin yaşadıkları mücadeleyi paylaşmak istedik. Projemizin ilk paneli 5 Aralık Kadınların Seçme ve Seçilme hakkını elde edişinin yıldönümünde, Ankara Barosu iş birliğiyle gerçekleşti.

Ankara Barosu Genel Sekreteri Av. Elçin Özge Şimşek Çağlayan moderatörlüğünde, Cumhuriyet Halk Partisi Eski Kadın Kolları Başkanı ve Eski Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Demokrasi ve Atılım Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, Demokrasi ve Eşitlik Partisi İstanbul Milletvekili Özgül Saki’nin katılımıyla gerçekleşen panelde kadın mücadelesini geçmişten günümüze bir perspektifte ele aldık.

Projemiz Kanada Büyükelçiliği’nin destekleriyle 2025 yılında da devam edecek. Aşağıda tarihi netleşen illerimizdeki panellerimizde tüm gönüllülerimizle bir arada olmayı umuyoruz.

 

Tarihler

Gaziantep-17 Ocak 2025

Samsun-25 Ocak 2025

Antalya-7 Şubat 2025

Bursa- 8 Şubat 2025

İzmir- 22 Şubat 2025

İstanbul-Adana (Yakında)

 

Panellerin gerçekleşeceği mekân ve saatler için sosyal medya hesaplarımızı takipte kalın!

2025’e adım atarken, geleceği şekillendiren bu güçlü dayanışmayı sürdürmeyi diliyor, destekleriniz için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Yeni yıl size ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve umut getirsin.

İyi ki varsınız, iyi ki bir aradayız!

 

Yeni yılınız kutlu olsun!

Sevgi ve dayanışmayla,

Oy ve Ötesi

Şimdi erkek nefretini teşhis etmek için metni irdeleyelim.

İkinci paragrafta “fiili ve kanuni oy engelleri olan seçmen gruplarından” diye cümleye başlayınca aklınıza erlerin ve mahkumların geldiğine eminim. Ama bakın cümle nasıl devam ediyor: “…Kadın Sığınma Evlerinde kalan kadınlar…” Bilmeyen biri bunu okusa kadın sığınma evini bir tür hapishane sanır. Sanki bu kadınların buralara sığınmalarına neden olan kişiler kapıda bekliyorlar, kadınlar oy vermek için sokağa çıkar çıkmaz onları kapacaklar! Salt algı yönetimi, başka bir şey değil. Oy veremeyenler listesinde o kadınları ilk sıraya koymak şöyle dursun, listede anılmaları bile yanlış.

Bu ikinci paragrafı dikkatli inceleyin. Bunların iddiasına göre dertleri seçimlerin adil olmasıymış. Peki, seçim adaleti deyince aklımıza ilk gelen konu oy vermesi haklı veya haksız olarak engellenen kişiler mi olur? Yoksa %25 oyla mecliste koltukların %40’ının alınabilmesi, bir vekilin 50 bin oyla, öbür vekilin 300 bin oyla seçilebilmesi gibi onlarca yıldır konuşulan yöntemsel anormallikler mi? Elli çeşit temsilci seçme yöntemi ve bunların her birinin çözdüğü ve yarattığı sorunlar var.

Bilmeyenlerin öğrenmek için Wikipedia’da saatlerini geçirmesi gerekebilir.[1]  Ama bunlar Oy ve Ötesi Derneği’nin umurunda değil. Belli ki seçimin şöyle veya böyle olması dışında dertleri, öncelikleri var. “Ötesi” var.

Üçüncü paragrafa geçtiğimizde bunu ayan beyan anlıyoruz. Konu artık seçimin adaleti olmaktan bütünüyle çıkıyor ve siyasete dönüyor.

Özsaygısı olan erkekler, birilerinin politik maşası olmaktan çekinen onurlu kadınlar, yurtseverler, sağduyulu insanlar, aklı başında insanlar; bu yöntemi iyi öğrenin. Bu, feministlerin kullandığı toplum mühendisliği yöntemlerinden biridir. Toplumsal bir sorunu çözme niyetiyle kolları sıvamış gibi görünürken aslında başka bir konuda farklı bir sonucu yaratmaya çalışırlar:

Mesela işçi haklarını savunur görünüp bunu kadın işçileri kayırmak için bahane olarak kullanırlar.

Mesela gerileyen tarımı iyileştirmeye çalışır görünüp bunu kadın çiftçileri haksız yere kayırmak ve köy ailelerini dağıtmak için kullanırlar.

Mesela engelliler için yaşamı kolaylaştırmak için projeler üretirken bir bakmışsınız, projelerini kadınları durduk yere kayırmak için genişletmişler.

Mesela gençler için proje üretir görünen bir dernek veya vakıf aslında gençlerin yalnızca kadın olanlarına çalışabilir.

Mesela hiç bir Batılı ülkede görülmeyen bir toplu taşıma sistemine özgü güvenlik sorununu (bkz. Özgecan), toplumun genel ruh sağlığıyla ve genel asayişle ilgili sorunu (bkz. Narin) yalnızca kadınların ve kızların sorunuymuş gibi gösterir, öncelikleri ve hedefleri şaşırtırlar.

Oy ve Ötesi Derneği’nin yaptığı da budur. Bugüne dek hiç bir seçimden sonra “bu seçimde şöyle, şöyle hileler yapılmış olabileceğini, bu seçimin adil olmadığını düşünüyoruz, işte bulgularımız” diye ortaya çıkmadılar. “Oyumuza sahip çıktık”, “demokrasi kazandı” diyerek ters mesajlar verdiler. Ölülerin ve çocukların seçmen listesine yazılması, çöpte bulunan oy pusulaları, parmak boyasının kaldırılması, zihinsel özürlülere, bunaklara ve yabancılara seçmen kağıdı çıkarılması, seçim gecesi elektrik kesintileri, Ankara’da 2014 yerel seçim hilesi belgelenmesine rağmen YSK’nın örtbas etmesi, bazı köylerde seçmen sayısından fazla geçerli oy çıkması ve hepsinin aynı partiye basılmış olması gibi skandallarda çıt çıkarmadılar. Seçimin güvenilirliğini sürekli baltalayan iktidara tek bir eleştiri yöneltmediler. Büyük basın şirketlerine onlarca röportaj verdiler ama seçimlerin daha adil ve güvenilir olması için parmak boyası geri gelsin, seçmen sayısı kadar pusula basılsın, Seç-Sis programının kodu açık kaynaklı olsun, çuvallar şu kadar yıl imha edilmesin gibi ve akla gelen daha onlarca iyileştirme önerisini hiç birinde dillendirmediler. Hilenin çoğunlukla sandık dışında yapıldığını bildikleri halde dikkatleri sandığa çekmekte direttiler.[2] Bunu yaparken de aslında satır arasında seçimin adil ve güvenilir olması olmadığını, yalnızca “katılımın artırılması” olduğunu açığa vurdular. 2014’te ABD’den gelen girişimci Sercan Çelebi’nin önderliğinde kurulan bu topluluğun 20 yıldır asıl derdinin seçimlerin adaleti falan olmadığı çoktan açığa çıkmıştır. Gönüllü ağını yalnızca kendi politik gündemlerini yürütmek için ücretsiz bir işgücü, olası bir oy tabanı veya sonraki projeleri için hazır kuvvet olarak kullanıyorlar. İşte o sonraki proje (“ötesi”) adımına geldikleri yukarıda görülüyor. Kadın başbakan görmüş olan bu ülkede sanki politikaya giren kadınlar ayıplanıyor, oy vermeleri engelleniyor gibi gündem yaratıyorlar. Nefret ve düşmanlık yaratmak için malzeme arıyorlar. Düzgün malzeme bulamayınca “Kadınların katılımı niye az?” sorusunu akıllara getirmeden -çünkü yanıtı çok iyi biliyoruz; doğaları bu, erkekler kadar ilgi duymuyorlar- kendi yanıtlarını insanların beyinlerine propaganda ve algı yönetimi teknikleriyle sokmaya çalışıyorlar. Metinde “tartışma” dedikleri de aslında budur. Bir dernek sözcüsü konuşur ve herkes dinler. Bunu Oy ve Ötesi’nin panellerine, eğitimlerine ve çevrimiçi tartışmalarına katılmış olanlar görmüştür.

Bu yine apaçık bir hedef saptırmadır. Sorun gençlerin ve toplumun genelinin siyasete katılımının azlığıdır, kadınınkinin değil. Tek parti ve göstermelik seçimler ortamında büyüyen yeni kuşak siyasetin ne olduğunu bile bilmiyor. Çalışan sınıf siyasetten tiksiniyor. Temiz insanların midesi siyaseti kaldırmıyor ve kötü temsilci iyi temsilciyi kovuyor. Böyle olunca parti kapılarını aşındıranlar haramzadeler, sömürgenler, ihale takipçileri ve çeteciler oluyor. Partilerden çok şirketlere veya mafyaya benzemelerinden belli zaten. Hadi diyelim ki Oy ve Ötesi’nin derdi seçimlerin adilliğini aştı da siyasetin verimliliğine geldi. Böyle bir ortamda kadınlar mıdır ilk akla gelen? Kodamanlara “ceketimi koysam seçtiririm” dedirtebilen özgüveni veren ortamda kadın vekillerin %50’den az olması mıdır derdiniz?

Feministlerin taktiği bellidir: Toplumun tamamını ve her iki cinsiyeti inciten bir sorunu öncelikle kadın sorunu veya yalnızca kadın sorunuymuş gibi göstermek. Hiç değişmez.

 

Dipnotlar:

[1] Mesela buradan başlayabilirsiniz: https://en.wikipedia.org/wiki/Comparison_of_voting_rules

[2] Hilenin varlığı istatistik yöntemlerle de kanıtlanabilmiştir: https://web.archive.org/web/20200829211034/http://erikmeyersson.com/2014/04/01/is-something-rotten-in-ankaras-mayoral-election-a-very-preliminary-statistical- analysis/

https://web.archive.org/web/20200619032752/https://erikmeyersson.com/2014/04/06/trouble-in-turkeys-elections/

 

 

Hakim bir kadın çünkü feminizm.

 

Feministler ve hayvanseverinsansevmezler müttefiktirler.

 

 

Feminist mantık…

 

Hiç şaşırmadık.

 

 

 

 

 

 

 

 

[1] Mesela buradan başlayabilirsiniz: https://en.wikipedia.org/wiki/Comparison_of_voting_rules

Leave a Reply

Doğrulama *Captcha loading...

Pin It on Pinterest