Erkeklerin canını yakmak, yüreği nefret dolu feministin ıslak rüyasıdır. Tecavüz suçunu abartabildiği kadar abartarak kadını mağdur göstermeye çalışır. Önerdiği cezalar adaleti sağlamaya yönelik değildir. Tecavüzcü için idam cezasının ciddi ciddi önerilmesi bunun kanıtıdır. O ceza başka bir incelemenin konusu olsun. Önü alınmadığı için, doğruluğa, ölçüye, adalete çağıran kalmadığı için bu toplumda erkek nefreti, “kadın hakları” kılığında gittikçe baskınlaşıyor. Eskiden tatlı bir fantezi olan penis kesme cezası artık ciddi ciddi seslendirilmeye başlandı. Kocasının penisini kesen manyaklar feminist sitelerde açıkça övülmeye başlandı ki TCK’ya göre suçtur ama savcılar görevlerini yapmayı çoktan bıraktılar. Bu yaralı ruhlardan biri karşınıza çıkar ve makul bir şey söylüyormuşçasına bu cezalandırma yöntemini savunabilirler. Onlarla tartışmanız için dört odak noktasına dikkat çekiyoruz.
a) “Hırsızın da elini keselim mi?” diye sorun. İçinde şeriat, Arap, Ortaçağ, barbar sözcükleri geçen söz yığınlarıyla yanıt verirlerse bilin ki dertleri adaletin yerini bulması değil, yüreklerindeki nefreti doyurmaktır. Herhangi bir soruna karşı herhangi bir saçma çözüm önerisinde bulunabilirsiniz. Ama liberalizmin kuralı -ki feminizm liberalizmin bir şubesidir- çözüm önerinizin eskiye özgü olmamasıdır. Olur da titreyen bir sesle “Keselim tabi…” derler, yutkunurlarsa içine düştükleri çelişki batağını fark etmişler ama kendileriyle çelişmekle suçlanmamak için önerinizi şimdilik kabul etmek zorunda kalmışlar demektir. Bu soru liberalin/feministin faşistten farkı olmadığını, bilimin verilerini değil modernizmin dogmalarını izlediğini gösteren bir turnusol kağıdıdır.
b) Onlara tecavüz suçunu yalnızca erkeklerin işlemediğini söyleyin ve sorun: “Peki tecavüzcü kadınların cinsel organlarına ne yapalım?” Aptala yatacak ve size “Tecavüzcü kadın mı var?” gibi ahmakça karşılıklar verecekler. Onun için yargılanıp hüküm giymiş olan kadın tecavüzcü ve çocuk istismarcıların haberlerinden bir demet önceden hazır edin. Ulaştığınız haberler çoğunlukla yabancı dilde olacak. Zorlanırsanız benden ücretsiz yardım alın.
c) Onlara anayasanın askıya alındığı, hukukun üstünlüğünün kalmadığı, hakimlerin hükümetin memuruna döndüğü, hileli seçimlerle ayakta kalan gayrimeşru bir hükümetin yönettiği bir ülkede yaşadıklarını hatırlatın ve sorun: “Zanlı kendi partilisi /cemaatlisi olursa hakimin yine de ceza vereceğine inanıyor musun? Paranın tanrı olduğu bir ülkede ceza almış kişinin doktorlara rüşvet verip sahte rapor düzenletmeyeceğinden emin misin?” Bunun konuyla ilgisi olmadığını söylerlerse bilin ki dertleri adaletin sağlanması filan değil. Mahkemelerin çalışmadığı ve yasanın uygulanmamasının norm olduğu bir ülkede meclisten yasa çıkararak işlerin düzeleceğine inanan ya geri zekalıdır ya da “mış gibi” yapan bir ahlaksızdır. Çatır çatır yıkılan bir ülkede yoğunluğu artmayan bir tecavüz suçunu (TÜİK’in verilerine bkz.) öncelikli sorun olarak göstermek ya ahmaklık ya da ahlaksızlıktır.
ç) Onlara, giriş yoluyla tecavüzün gerçekleşmesi için çalışan bir erkeklik organına sahip olmak gerekmediğini söyleyin. Baktınız geveliyorlar, şunu sorun: “Mahkeme tarafından çükü kesilen bir adam, intikam hırsıyla kurbanı yeniden bulup cop sokma yoluyla ikinci kez tecavüz edince ne yapılacak? Geri zekalı olduğunuzu kabul edecek ve cezanın suça uygun düşmediğini itiraf edip yasayı değiştirmeyi mi önereceksiniz; yoksa ahlaksız olduğunuzu kabul edip derdinizin adalet değil, yalnızca içinizdeki erkek nefretini doyurmak olduğu gerçeğiyle yüzleşecek misiniz?”
Leave a Reply