Türkiye’de “haber sitesi” kılıklı yüzlerce site var. Bunlardan büyükbaş olanlarının nasıl erkek düşmanlığı aşıladıklarının örneklerini verdik, veriyoruz. Bir de çok sayıda küçük site var. Bunların pek çoğunda reklam bile göremiyoruz. Kaynağı belli olmayan bir parayla besleniyorlar. Bir bölümünde reklam görüyoruz ama yayınları haber sitesi denemeyecek kadar yanlı ve amaçlı. Gündemi izlemek isteyen ve dünyadan habersiz kişileri ağına çekip onlara üstü örtülü ideolojik aşılama yapabilirsiniz. İnternet bu işi alabildiğine kolaylaştırdı. Aşağıda sıradan bir gün, 14 Ocak 2019 sabahı “Superhaber” sitesinin sıradan görünümlü anasayfasındaki aşılamayı gösteriyoruz. Eski olmasına aldırmayın, o gün rast gelip arşivlemiştik.
Aşağıdaki görselde sitenin anasayfasını görüyoruz. Tarayıcıda göründüğü biçimiyle, hiç dokunmadan. Yalnızca renkleri kapattık. Feminist aşılama içeren haberleri pembe, hayvansever (=insansevmez) aşılama içeren haberleri de sarıyla gösterdik.
Şimdi işaretli haber örneklerine kısaca bakalım.
https://www.superhaber.tv/gogus-kismin-gorunecek-sekilde-fotograf-at-haber-167303
Her gün onlarcası gerçekleşen dolandırıcılık haberlerinden biri. Ama anasayfada, en üstte. Çünkü kurban bir kadın ve çünkü dolandırıcılığın yanında kadın olmasıyla ilgili başka bir çirkinlik var. Daha büyük dolandırıcılık haberlerinin arasından bunun seçilmesi “kadının bitmeyen mağdurluğu” algısını güçlendirmek için. Ayrıca, dikkatleri virüs gibi yayılan dolandırıcılık salgınından çekerek ikinci bir kötülük ediyor bu şirket. Özgecan olayında herhangi bir basın organının dolmuş denen geri zekalı taşıma sistemini tartışmaya açtığını hatırlıyor musunuz? Olmadı öyle bir şey. Feminizm toplumun asıl sorunlarının üzerini örter ve çözümü engeller.
https://www.superhaber.tv/binlerce-aileyi-kurtaracak-evlilik-affi-geliyor-haber-167150
Feministler, 2002’de göreve başladığından beri evlilik kurumunu çökertmek için canla başla çalışan hükümetin bütün eylemlerini onayladılar. Kadının açıkça üstün tutulduğu Medeni Yasa yürürlüğe girdi. Ardından kadının açıkça üstün tutulduğu, kayırıldığı anayasa yapıldı. Yetmedi, her erkeği masumiyetini kanıtlayana kadar suçlu sayan 6284 sayılı yasa yürürlüğe girdi. Feminist doymadı, daha fazlasını istiyor. Erken yaşta evlenenlerle ilgili bu yeni düzenleme ile hükümet erkeği biraz daha ezecek, aile kurumunu biraz daha çökertecek. Ve bu düzenleme yine feminist bakış açısıyla, “hep mağdur kadın” ezberiyle sunuluyor. Hükümet arada bir muhafazakar bir şey söyleyip oynasın diye liberal basının önüne kemik olarak atıyor, hepsi bu. Söylem muhafazakar, icraat sapına kadar feminist.
Feminist site, bu haberde kendi feminist önyargılarını itiraf etmiş. Bir erkek bir kadını bıçaklarsa feministe göre kıyamet koparılmalıdır. Ama yüzlerce erkek her gün dayak yer, bıçaklanır, sokakta ölür, iş yerinde kaza geçirir, feministin umurunda olmaz. Feminist basın şirketleri ortada dolanıp duran anlamsız fotoğraf ve videolardan bile kendine görev biçer. Nitekim bunlardan çoğu sahtedir; ama amaçlanan zarar çoktan verilmiştir.
https://www.superhaber.tv/yemek-arayan-tilki-donarak-telef-oldu-haber-167267
Kayıp Köpek Pita yazımızda feminizmin hayvanseverlikle müttefik olduğuna işaret etmiş, ortak kökenlerine kısaca değinmiştik. Bu haber sitesinde sıradan bir günde iki hayvansever haberin yapılması rastlantı değildir. Her kış binlerce memeli, yüz binlerce kuş, milyarlarca omurgasız ölür. Bu doğanın seyridir. Ama bu haberlerde sanki açlıktan veya soğuktan ölen yaban hayvanlarını kurtarmak gibi bir görevimiz varmış gibi yorumlanıyor. Sarıyla işaretlediğimiz diğer haberlerde de aynı tema işleniyor.
https://www.superhaber.tv/devletin-cocuk-cagrisina-kulotlu-protesto-haber-167232
Bu haberde nüfusu azalan Norveç’te hükümetinin kadınları daha çok çocuk yapmaya çağırmasını protesto eden Norveç’li feministlerin pek düzeysiz eylemlerinin ayrıntılarını okuyoruz. Kadının toplumsal işlevini reddeden ve aileyi yıkmak isteyen feminist bakış açısı ile oluşturulmuş bir haber metni. Norveç’in geleceği veya herhangi bir toplumun demografik sıkıntıları feministin umurunda değildir. Pek çok feminist yazarın açık açık bildirildiği üzere, feminizmin hedefi uygarlığın çökertilmesidir. Bu yayınları tek tek inceleyeceğiz.
https://www.superhaber.tv/bebeginin-olecegini-bile-bile-dogurdu-galeri-167222
1) Kadın fedakarlığı tek başına yapmış sayılıyor. Sanki çocuk kendisine ait ve doğurup doğurmamak tek başına kendisinin bileceği iş. Kocasının çocuk üzerinde yarı yarıya hakkı olduğu yok sayılıyor. Kocasının fotoğrafı bile yok haberde. Etkisiz eleman o, “olmasa da olur” kişi…
2) Kadının öncelikli toplumsal işlevlerinden olan çocuk doğurmanın “fedakarlık” olduğu ima ediliyor. Yani kocası ve toplum, çocuk doğurdu diye kadına borçlanacak… Sanki kadının topluma hiç bir borcu yok, kocasına hiç bir borcu yok… Sanki kocalar görevlerini yaptıkları için borçlanılmayı hak etmiyorlar…
3) Diğer haberlerde olduğu gibi bu haberde de editörün anasayfaya /manşete koyacağı haberi seçme aşamasında uyguladığı feminist filtre bariz.
https://www.superhaber.tv/ucak-tuvaletinde-hostese-cinsel-istismar-haber-167218
Yine sıradan bir üçüncü sayfa haberi manşette. Ve burada Türk basınının son yıllarda işlediği suçların tipik bir örneğini görüyoruz. Mahkemesi süren zanlı hakkında “Tuvalatte kadına tecavüz eden adam” biçiminde sanki suçu kesinleşmişçesine ifade kullanılıyor. Bu, Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur ve Basın Kanunu’na aykırıdır. Bu kişi bir Türk yurttaşı olsaydı savcıların kamu davası açmaları gerekirdi. Nitekim yargılaması süren pek çok Türk yurttaşı erkek hakkında suçları kesinmiş gibi ifadeler kullanılıyor; “zanlı” yerine “saldırgan” sözcüğü kullanılıyor. Feminizmin ağır hipnozu altındaki savcılar suç duyurusu yapılsa bile bu haberlere inatla dava açmıyor ve yasanın aleni olarak çiğnenmesini onaylıyorlar. Böyle bir suçlamayla karşılaşan zanlı ise masum olsa bile kendisi hakkındaki bu haberlerle tek tek uğraşamıyor. Bu suç işleyen basın şirketlerine dava açacak olsa bile hangi birine yetişecek? Savcılar ve hakimler yasayı uzun süredir işletmedikleri için yüzlercesi aynı anda bu suçu işliyor. Hangisine dava açsın?
https://www.superhaber.tv/kocaelide-ablasini-basindan-vurup-oldurdu-haber-167215
Her gün onlarcası gerçekleşen sıradan bir cinayet. Eskiden bunlar ucuz gazetelerin üçüncü sayfasında yer doldurmak amaçlı olurdu. Bir haber sitesinin anasayfası, gazetenin kapağına eşdeğerdir. Ancak önemli haber başlıkları konur. Sıradan üçüncü sayfa haberlerini feminist bir filtre uygulayarak anasayfaya koymak basının son yıllarda uyguladığı sinsi algı yönetimi yöntemlerinden biridir. Bu yöntem o kadar başarılı olmuştur ki, kadın cinayetlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış olmamasına karşın insanlar öyle olduğunu sanıyorlar. Bu korkutucu yanılgıyı sağlayan başlıca şey, sıradan 3. sayfa haberlerinin arasından katilin erkek, maktulün kadın olduğu örnekleri seçip anasayfaya, kapağa ve ana haber bültenine koymaktır.
Aklın sınırlarını zorlayan bu haber, sitenin militan hayvansever misyonunu gerçekleştirme çabasını gösteriyor. Anayasaya göre hükümet halk sağlığını korumakla görevlidir ve sokak hayvanlarına yasal dokunulmazlık vererek bu görevini çiğnemektedir. Görevlerini yapmayan belediyeler hastalık saçan ve saldırgan köpekleri sokakta bırakmakta, hatta bir de beslemektedirler. Kayseri’de insanların kısa bir süreliğine sağduyularını geri kazanmaları hayvansever insansevmezleri çok kızdırdı. Bu haberde, din nedir, Tanrı nedir bilmeyen bir sitenin saldırgan sokak itinden “duayla korunma” yöntemleri öğütlediğini görüyoruz. Okurun zekasına daha büyük bir hakaret düşünemiyoruz. Nihayetinde feminizm ve hayvanseverlik, insan zekasına ve onuruna hakarette birbiriyle yarışmaktadır.
Diplerde gördüğümüz bu haber feminizmle yüzleşmemiş bütün okurların gözünden kaçar. Çünkü belediyenin yardım ettiği evsizlerin yüzde yüzünün erkek olduğu asla yazılmaz. Basın bunu hep yapar. Mağdurlar, kurbanlar, sistematik olarak hakkı yenenler erkek ise “kişi”, “vatandaş”, “mağdur” gibi cinsiyet belirtmeyen sözcüklerle anılır. Yukarıda örneklerini gördüğümüz gibi tersi durumun olduğu tek-tük olayda ise bu sözcükler yerine “kadın”, “kız çocuğu”, “kadın işçi” gibi sözcükler seçilir. Hipnoz altındaki okur bunun etkisinde kalır ve kadını gerçekten mağdur cinsiyet sanır. Oysa uygarlığın başından beri daha çok yıpranan, hakkı yenen, ezilen, kaba kuvvetle zulmedilen, çaresizliğe terk edilen cinsiyet erkek olmuştur. Bu cümlenin şok ediciliği, basın-yayın işkolunun yarattığı ağır hipnozun etkisidir.
Görüldüğü gibi feminizm konulu bir site gibi görünmeyerek de ağır erkek düşmanı aşılama yapılabilmektedir. Nitekim sitenin “köşe yazarlarına” baktığımızda aynı çizgiyi orada da buluyoruz. Düzenli olarak erkek düşmanı yazılar yazmakla görevlendirilen kişiler var. Son yıllarda Türk basını bunu her gün yapar oldu. Basın okurluğunun birinci kuralı olan basına asla güvenmeme ilkesini öğrenememiş zihinler bu tuzağa her gün yeniden ve yeniden düşüyorlar. Bu kişiler milletvekili oluyorlar. Avukat, savcı, hakim oluyorlar. Öğretmen oluyorlar. Üniversitelerimizde öğretim üyesi oluyorlar. Ve en acıklısı, bu yüksek konumlara eriştikten sonra da bu rezil yayınlara maruz kalmayı, her okuduklarına inanmayı sürdürüyorlar. Toplumu bu cendereden çıkarmak ve bütünüyle çökmekten kurtarmak için onları bu sersemlikten uyandıracak, kırmızı hapı verecek bir feminizm karşıtı örgütlenmeye şiddetle ihtiyacımız bulunmaktadır. Mağdurlar da dahil olmak üzere, bu rezilliğe karşı tepki vermeyen, kenarda durup seyredenler de kötülüğe ortak olmakta ve ellerini kirletmektedir.
Leave a Reply