Genel

Kadınların Dışlanıyor Olmaları

Kadınların geri planda, ikinci derecede veya önemsiz sayıldığı saptaması sığ ve yüzeysel bir zihne işaret eder. Bu zihin sürüngen beyni denen ve bilinç dışı-bilinçaltı düzeyde çalışan beyin etkinliklerinin yönetimi altındadır ağırlıkla. Göze hemen görünenin, biçim, renk ve ses benzeri en düşük, en temel hayvansal algı düzeyinde gerçekleşen şeylerin gerçeğin bütünü sayıldığı modern düşünce kabızlığının ürünüdür bu zihin. Şöyle budalaca bir tartışmanın yapıldığını düşünün:

A: “Otomobilin en önemli parçası gövdesidir çünkü taşınan her şeyi gövde taşır. Gövde olmasa motor da, teker de boşunadır.”

B: “Hayır, en önemli parça motordur çünkü hareket, araba kavramını var eden şeydir. Hareket olmasa araba olmaz.”

C: “Hayır, en başta motoru var eden şey yakıttır. Onun için en önemli şey yakıttır.”

D: “Hayır, en önemli parça lastiktir. Çelik tekerler zaten biliniyordu. Trenden sonra otomobili var eden şey lastik tekerdir. Lastik olmadan çekiş de olmaz, yön değiştirme de, fren de.”

E: “Hepiniz yanılıyorsunuz. En yaşamsal parça frendir çünkü bu saydığınız bütün işlevlere sahip olsa bile duramayan bir otomobil yürüyen bir tabuttur.”

F: “Hepiniz yanılıyorsunuz. Bütün bu saydıklarınız anahtar kimin elindeyse ona aittir. En önemli parça anahtardır.”

Şimdi böyle aptalca bir tartışmaya daha aptalca bir katkı nasıl yapılabilir, düşünebilir misiniz? Şimdi desek ki:

“Yahu 1,5 tonluk otomobilin en önemli parçası birkaç gramlık bir anahtar olabilir mi?”

İşte feminist, bunu diyendir!

Budalaca bir tartışmaya daha da budalaca savlarla katılan ve ortalama zeka düzeyini düşürdükçe düşürendir. Kadınların adları ansiklopedilerin, patent sahibi mucitlerin, Bakanlar Kurulu listelerinin, halk kahramanlarının içinde daha az geçiyor diye, yani göze ilk çarpan fiziksellikte, sayısallıkta kadınlar erkekler kadar göz önünde değiller diye kadının toplumdan dışlandığı, ezildiği, ikinci sınıf sayıldığı gibi inanılması zor saçmalıkları söyleyebilmektedir.

Bu düşük algı ve düşünce düzeyine inecek olursak mikropların insan yaşamında neredeyse sıfır öneme sahip olduklarını söylememiz gerekirdi. Oysa beslenmeden bağışıklığa, solunumdan üremeye kadar bütün sistemler mikropların varlığıyla biçimlenir ve mikropların etkinliğine uyum sağlar.

Veya şöyle bir örnek verelim: Sokakta veya gazetede, televizyonda bankerleri, Rockefeller’ları, Rothschild’leri, Soros’ları, CFR’leri sık göremiyoruz diye bunların modern yaşamı yönlendiren, yazgımızı belirleyen kişiler olmadıklarını düşünmemiz gerekirdi.

Veya “Rahşan Affı” diye bir şeyi yaşamış ve sonuçlarına katlanmış bir ülke olarak devlet ve şirket yöneticileri fotoğrafında görünmeyen kişilerin yaşama hiçbir etkisi olmadığına inanmamız gerekirdi. “Bu kadar mı geri zekalıyız?” diye sormalıyız kendimize. Verdiğiniz yanıt, feminizme karşı duruşunuzu belirleyecektir.

Leave a Reply

Doğrulama *Captcha loading...

Pin It on Pinterest